Duyulmayan çığlıkları resmediyor

İSTANBUL (DİHA) - Ressam Beritan Can, Kürt kentlerinde devam eden sıkıyönetim saldırılarını, yakıp yıkılan tarihi, göçe zorlanan insanları ve ölümleri resmedip sosyal medyada yayınlayarak, kendi deyimiyle "duyulmayan çığlığı resimle duyurmaya" çalışıyor.
Kurşunlanarak yıkılmaya çalışılan Dört Ayaklı Minare'yi ve Sûr'da günlerce yerde kalan bedenleri tuvaline yansıtan Ressam Berîtan Can, Sur direnişini ise Amed surlarını çığlık atışını resmederek anlatmaya çalıştı. Can, son olarak 22 yıldır tutuklu olan İlhan Çomak'ın başka bir davadan dolayı tutuklu bulunan kardeşi ile hasretini Amed (Diyarbakır) ve İstanbul cezaevinin üstünden yükselen rengarenk iki bulutun gökyüzünde birleşerek sarılması şeklinde çizdiği resimle gündeme geldi. Can, çizimlerine ilişkin DİHA'ya konuştu.
Resime çocukluk yıllarında başlamış
Dersim'den Amed'e göç etmiş bir ailenin kızı olarak Amed'de dünyaya gelen Can'ın resim serüveni çocukluk yıllarında başlamış. Doğaya olan sevgisi gençlik yıllarında onu doğayı resmetmeye itmiş. Can resmin peşini lise yıllarında da bırakmamış ve 2013 yılında Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ne girmiş. Bir yıl okuduktan sonra okulu bırakan Can, şimdi Êlih'te (Batman) güzel sanatlar eğitimini devam ettiriyor. Can'ın çizimleri özellikle sosyal medya da son dönemde adından sıkça söz ettiriyor. Yaşanan her toplumsal olayda, ölümde, acıda veya sevinçlerden hemen sonra tanıklıklarını sanatıyla duyurma çabası içinde olan Can, "Ben duygularıyla çizim yapan biriyim" diyor.
'Duyulmayan çığlığı çizimlerimle duyurmaya çalışıyorum'
Diyarbakır'ın özel bir kent olduğunu belirten Can, "Fakat yaşadığımız savaş herkesi olduğu kadar beni de çok etkiliyor. Sur bu kentin kalbiydi adeta... Ve şu an bu kalp delik deşik edildi. Kanıyor" dedi. Aylardır her gün Cizre, Sur, Silopi ve diğer kentlerden her gün ölüm haberiyle uyandıklarını belirten Can, yaşananların kendisini de derinden etkilediğini ve Kürt kentlerinin duyulmayan çığlığını resimle anlatmaya karar verdiğini ifade etti. Can, bu çığlığın daha fazla insan tarafından duyulması için de resimlerini sosyal medyada yayınlamaya başladığını söyledi. Can, "Acının sesi olmak önemli benim açımdan ama bir o kadar da zor. Sanatın gücüne inanıyorum. Ama daha fazla Aydının sanatçının ses vermesi gerekiyor. Henüz çok yetersiz…" dedi.
'Yaşarken insan gibi, onurunla, özgür yaşamak esas olan...'
Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen umudunu koruduğunu umut olmazsa yaşam ve direniş olmayacağını söyleyen Can, "Doğmamış bebeklerden 80 yaşındaki ihtiyarlara kadar insanlar öldürülüyor. Ölen insanlar günlerce sokaklarda yerlerde kaldı ve kaldırılmalarına izin verilmedi. Tüm bunlar ruhumuzda onarılmayacak yaralar açtı ve bazen umutsuzluklara kadar sürüklendik. Benim için esas olan insan hayatı. Tabi ki yaşarken insan gibi, onurunla, özgür yaşamak esas olan... O yüzden de direnen bu halk umut veriyor bana ve onu çiziyorum" diye konuştu.
'Reyhan Çomak, kocaman yüreği olan sevgi dolu bir kadın'
Can, 22 yıldır tutuklu olan İlhan Çomak'ın başka bir davadan dolayı tutuklu bulunan kardeşi ile hasretini anlattığı resmin de hikayesini anlattı. İlhan Çomak'ın ablası Reyhan Çomak'la arkadaş olduğunu ve bir döne aynı cezaevinde kaldıklarını belirten Can, Çomak'ın son görülen duruşmasına SEGBİS yoluyla bağlanan Reyhan Çomak'ın kardeşine son dakika da "Seni seviyorum" demesi üzerine yaşadığı duyguları tuvaline taşıdığını söyledi. Resmettiği çizim anındaki duygu yoğunluğunu halen üzerinde olduğunu dile getiren Can, devam eden savaşta duyulmayan çığlıkları, emeğinin peşinde koşan emekçinin sesini her zaman çizme gayreti içinde olacağını belirtti.
(my/çk/kk)