'Bu rapor istismarı meşrulaştırıyor'
İZMİR (DİHA) - TBMM Aile Bütünlüğünün Korunması Araştırma Komisyonu'nun hazırladığı rapora tepkiler devam ederken, İzmir'deki kadın örgütleri, raporla kadının bin yıllık direniş tarihine ket vurulmak istendiğini belirterek, "Bu rapor IŞİD'in Rojava'da 5 yaşındaki çocuklara yaptığı tecavüzü, AKP eliyle Türkiye'de meşrulaştırılmaya çalışılmasıdır" dedi.
TBMM Aile Bütünlüğünün Korunması Araştırma Komisyonu'nun hazırladığı ve Meclis Başkanlığı'na sunulan raporda, "istismara maruz kalan çocukların, istismarcılarıyla evlendirilmesi" önerisinin yer almasına tepkiler çığ gibi büyürken, bir tepki de İzmir'deki kadın örgütlerinden geldi. Özgür Genç Kadın (ÖGK) Üyesi Özlem Nazlıabacı, raporun devletin her zaman uyguladığı "suça maruz kalanı suçlu konumuna düşürüp mağdurun cezalandırması" olarak değerlendirdi. Nazlıabacı, "Bir kereden bir şey olmaz söylemiyle Ensar Vakfı'nın tecavüzünü hafifletmeye çalışan devlet, AFAD'ın Nizip Mülteci Kampı'nda gerçekleşen tecavüze sessiz kaldı. Üstüne yetmedi, istismara uğrayan çocukları istismarcısıyla 5 yıl evlendirme, istismarcının da bu olaydan sadece adli kontrol cezası almasını uygun buldu" dedi.
'AKP eliyle tecavüz kültürü meşrulaştırılıyor'
Devletin bu yasayla istismarcıları koruduğunu belirten Nazlıabacı, "Bu zihniyet IŞİD'in Rojava'da 5 yaşındaki çocuklara yaptığı tecavüzü, AKP eliyle Türkiye'de meşrulaştırılmaya çalışılmasıdır. ÖGK olarak her zaman bunun karşısında olacağız" diye konuştu.
'Tecavüzcüler yasallaşmaya başlıyor'
Boşanma Komisyonu'nun hazırladı raporun "şeriat raporu" gibi olduğunu belirten Kongreya Jinên Azad (KJA) Üyesi Sinem Işık, bunun kadının bin yıllık direnen tarihine bir ket vurulması anlamına geldiğini kaydetti. Ortadoğu'da egemen olan iktidar anlayışının kendisini kadın bedeni üzerinden yaşattığını ifade eden Işık, "Bunun son örneğini bu Boşanma Komisyonu üzerinden sunulan raporda tekrardan gördük" diye konuştu. "Tecavüzcüler artık aklanmaya, yasallaşmaya başlıyor" diyen Işık, devletin cinsel istismarın meşruluğunu hazırladığını söyledi.
'Kadının direniş tarihi öldürülmek isteniyor'
Kadının direniş tarihinin, raporlar ve yasalarla öldürülmek istendiğini vurgulayan Işık, "Tüm kadınların birlik içerisinde doğru temelde örgütlenmeyle bu politikaları boşa çıkarması gerekiyor. Tüm kadınlarımız devletin kadının hiçleştirici politikalarına karşı örgütlenmeye ve direnişi büyütmeye çağırıyoruz" dedi.
'Bu yasayı tanıyan devleti tanımamız söz konusu olamaz'
"Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı adı altında yürütülmeye çalışılan sözde iyileştirme politikaları aslında ataerkilin en çirkin yüzlerinden biridir" diyen Kampüs Cadıları üyesi Ekin Şahiner, bu raporla çocuk istismarcılarının meşrulaştırıldığı ve bu raporun insanlık onurunu derinden zedelediğini vurguladı. Çocukların tecavüzcüleriyle evlendirilmesi fikrinin hastalıklı bir toplum ideasından başka bir şey olmadığını belirten Şahiner, "Biz feminist mücadele içinde kadın ve çocuk haklarını savunan kadınlar olarak bu yasayı tanımıyoruz. Bu yasayı tanıyan devleti ve meclisi de tanımamız gibi bir durum asla söz konusu olamaz" dedi.
'Kadınlar için vakit isyan vaktidir!'
Hükümetin bu raporla birlikte ataerkil düşüncenin destekçisi olduğunu ispatladığına dikkat çeken Kampüs Cadıları Üyesi Ayla Özer de, "Artık biz kadınlar ataerkile ve onun kalelerine karşı isyan etmek durumundayız. Kadınlar için vakit isyan vaktidir" diye konuştu.
(gö/cb/avt)