HDP'li kadınlar: Kadınlığın tanımını yapmak sizin işiniz değil 2016-06-11 13:38:45 ANKARA (DİHA) - Cumhurbaşkanı ve AKP yetkililerinin kadın karşıtı açıklamalarına tepki gösteren HDP Kadın Meclisi Genel Koordinasyonu, rejimin, kadın düşmanı bir rejime dönüştüğünü belirterek, "Kadınlığın tanımını yapmaktan vazgeçin, kadınlar anne, zarif veya estetik olmak zorunda değillerdir, kabul ettikleri ve kullandıkları tüm sıfatlar yine kadınların kendi seçimleridir. Size de bunu kabul etmek düşer" dedi. Son dönemlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere AKP ve hükümet yetkililerinin kadın karşıtı söylem ve eylemlerine tepki gösteren HDP Kadın Meclisi Genel Koordinasyonu konuya ilişkin yazılı açıklama yayınladı. Kadınların anneler üzerinden ele alınması, sezeryen ve doğuma müdahale edilmesi, Boşanma Komisyonu Raporu gibi pek çok duruma dikkat çeken koordinasyon açıklamasında şu noktalara dikkat çekti: 'Kadın katillerine erkeklik indirimi yapılıyor' "Darbe rejiminin kadın düşmanlığı sözle, söylemle sınırlı kalmıyor; yasa, politika ve uygulamalarla kadın bedeni üzerinden toplumu dizayn etmenin yollarını arıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Her kürtaj bir Uludere'dir' sözlerinden hemen sonra Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'nın yaptığı araştırmalar kürtajın fiilen yasaklandığını gösteriyor. Kadına yönelik şiddette ceza pazarlığı öngören yasa tasarısından, Meclis'te AKP dayatmasıyla, yüzde 7.7 olan evlenme hızına karşılık sadece yüzde 1.7 olan boşanma hızını araştırmak ve aileleri güçlendirmek amacıyla kurulan Boşanma Komisyonu'nun yayınladığı rapora kadar, AKP, kadın ve çocuk haklarını gasp etmenin yasal dayanaklarını da oluşturmaya çalışıyor. Her fırsatta 'erkeklik indirimi' uyguladığı kadın katillerini koruyan erkek aklı, erkek yargısıyla hayatını savunan ve kendi kaderini tayin eden kadınları, Çilem'i, Yasemin'i, Olcay'ı, Demet'i cezalandırıyor. 'Direnerek kazandık' Biz kadınlar, tarihten bu yana her darbe rejiminin militarist, cinsiyetçi ve sermaye yanlısı saiklerle kadın bedeni üzerinden toplum/nüfus mühendisliğine soyunduğuna tanık olduk ve hak-özgürlükleri tam da bununla mücadele ederek kazandık. Bu nedenle AKP ve Saray'ın beden ve nüfus politikalarını Kürdistan'da süregiden savaştan ayrı görmüyoruz. Aksine, savaşın meşruiyeti ve sürdürülebilirliği için gerek Kürdistan'da gerekse Batı'da kadın düşmanlığı aynı amaçlara hizmet edecek şekilde devam ediyor. 'AKP makbul kadınlığı tanımlıyor' Bu darbe rejimi muhafazakar ve neoliberal hırslarla, kadınların ne zaman, kaç çocuğu ne şekilde doğuracağına karışmakla kalmıyor, makbul kadınlığın tanımını yapıyor, kadınları seçimleri üzerinden yargılıyor, kadınlar arasında suni ayrılıklar ve hiyerarşiler oluşturmaya, kadınları anne-anne olmayan, eksik/yarım-tam, bu toprakların kadınları-diğer toprakların kadınları olarak etiketliyor. Özelde de Suriyeli mülteci kadınları Arap-Kürt olarak kategorilendiriyor. Elbette, cinsiyet eşitliğinin evrensel bir değer, kadın özgürlük mücadelesinin evrensel bir mücadele olduğunu, bu değerin ve mücadelenin coğrafyadan coğrafyaya, zamandan zamana değişmediği gibi her coğrafyadan ve tarihin her zamanında kadınların mücadeleleri ile buraya geldiğini herkes gibi Cumhurbaşkanı da biliyor. 'Kadınları tanımlamak sizin işiniz değil' Kuşkusuz, biz kadınlar, 'İnsanlığın yarısını oluşturan kadın, zarafetiyle, estetiğiyle, anneliğiyle değerlidir' diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'a cinsiyet eşitliği dersini bir basın açıklamasıyla veremeyiz. Ancak, tarih ve değerlerine sahip çıktığımız bu topraklar, mücadeleyle ve direnişle eşitlik ve özgürlük dersi verdiğimiz çok siyasi görmüştür. Bu nedenle bir kez daha ısrarla vurgulamakta fayda görüyoruz: Kadınlığın tanımını yapmaktan vazgeçin, kadınlar anne, zarif veya estetik olmak zorunda değillerdir, kabul ettikleri ve kullandıkları tüm sıfatlar yine kadınların kendi seçimleridir. Size de bunu kabul etmek düşer. AKP-Saray rejiminin makbul kadını olmayacağız. AKP-Saray darbe rejimine ve cinsiyetçi politikalarına, kadınlar üzerinden hayata geçirmeye çalıştığı rejim değişikliğine direneceğiz. Biat etmeyeceğiz, erkek-egemen sisteminize dert olsun!" (kk/ns)