Duygu dünyalarını gümüşe işliyorlar! 2016-05-19 10:35:43 MERSİN (DİHA) - Mersin'de oluşturdukları atölye ile yaşadıkları zorlukları ve duygu dünyalarını işledikleri gümüşe resmeden kadınlar, birbirlerinden ilham alarak geleneksel örnekleri günümüz örnekleri ile harmanlıyorlar. Kadın emeğinin yok sayıldığı ve kadına yönelik şiddetin yoğun yaşandığı kentlerden biri olan Mersin'de kadınlar, yaptıkları takı ve çizimlerle bir yandan yaşadıkları zorlukları diğer yandan hayal dünyalarını resmediyor. Mit Sanat Atölyesi'nde oluşturulan kadın atölyesinin kurucularından Yasemin Mit, gittiği Avustralya'da ustaları izleyerek kaynak yapmayı öğrendiğini belirtti. Emekli tarih öğretmeni olan Mit, "Avustralya’ya gittiğimde ilk tecrübelerimle sergi açtım. Gider gitmez bir atölye oluşturdum. Mücevher tasarımı için üniversiteye başvurdum. İlk çizimleri verdiğimde üniversiteye kabul edildim. Avustralya’ya oğlumu okutmaya gitmiştim. Kendimde okudum" dedi. 'Metali dövmeye başladım' Özellikle psikolojik sıkıntılar yaşadığı bir dönemde böyle bir karar aldığını aktaran Mit, şunları aktardı: "Çocukluğumdan beri gelen bir özelliğim vardı. Gördüğüm her şeyi birbiriyle buluşturup kulağıma boynuma asardım. Yani sanatla biraz iç içe yaşadım. Kişilik olarak kavgacı biri olmadığım için bazen birilerini gerçekten dövmek istiyordum. Dövemediğim içinde bu bende sıkıntı yaratıyordu. Bu sefer bir şeyleri dövmeye başladım. Yani metali dövmeye başladım." 'Gümüşle içsel yolculuk yapıyorum' Gümüş ile çalışmanın çok farklı bir şey olduğunu anlatan Mit, "Gümüş çalışırken kendimi gerçekten çok özgür hissediyorum. Gümüş apayrı bir dünyaya sürüklüyor. Zaman, zaman düşlere dalarım, kendi hayallerimi kurarım. Artık hayal kurmama da gerek kalmadı. Hayallerimi gümüşün erimesinde görüyordum ve genelde benim tasarımlarım içsel yolculuğumu anlatıyor. Yani var oluşu ve varlığı sürekli irdeledim. İrdelediklerimi, tasarladıklarıma yansıttım" şeklinde konuştu. Amacının kazanç elde etmek olmadığını, kadınlarla birlikte üretim sürecine dahil olmak olduğunu aktaran Mit, 2012 yılında Türkiye'ye geri döndüğünü ve burada da ilk sergisini açtığını söyledi. 2014 yılında atölyeyi açtığını ve atölyenin ilk kursiyerlerinin de yakın çevresinde olan arkadaşları olduğunu dile getiren Mit, "Haftanın iki günü akşam iş saatinden sonra başladık. Keyifle üretime başladılar. Kesme, delme, şekil verme, doku vermeyi öğretiyorum ve öğrettiğim her şey el işçiliği. Kimi zaman döverek, kimi zaman eğerek, kimi zaman keserek malzemeleri şekillendiriyoruz" dedi. 'Türkiye'de kadının adı yok' Kadının üretim sürecinden uzak tutulduğu Türkiye'de yaptıklarının sanattan dahi sayılmadığını ifade eden Mit, şöyle devam etti: "Metal ile boğuşmak çok kolay değil. Bir erkeğin gücüne sahibim ayrıca bir kadının hassasiyetine sahibim. İnsana şekil veremiyorsak metale veririz. Ben ancak kendime şekil vererek, metale şekil verdim" diye anlattı. 'Hiyerarşi yok' Yaklaşık 6 ay önce kursa başlayan Gonca Ocakçı da, bir hobi olarak başladığını ancak ilerleyen süreçte hiç ara vermeden sürdürdüğünü kaydetti. Ocakçı, "Benim için sanat çok duygusal bir durum. Çünkü ben buraya kadın eylemlerinden, davalardan geldim. Çok kötü zamanlar geçirdim. İlk geldiğimde eğitim veren hocamız 'biraz metal döv stresini at' dedi. Metali döve döve aramızda bir bağ oluştu" diye belirtti. Atölyeye öfkeli ve stresli günlerde bunun yansımasını elde ettiği ürünlerde gördüğünü belirten Ocakçı, duyguları metale dökmenin çok farklı ve ilginç olduğunu söyledi. Yaptığı her takının o günkü duygu dünyasını yansıttığını ifade eden Ocakçı, şöyle devam etti: "İlk geldiğimizde arkadaşların yaptığı ürünleri görünce biz böyle nasıl yaparız diyordum şimdi bende onları yapabiliyorum. Burada hiçbir hiyerarşi, hiçbir sınıf yok. Birbirimizden ilham alıyoruz. Geleneksel örneklerle günümüz örneklerini harmanlıyoruz. Ortaya yeni ürünler çıkıyor." 'Kendimi yansıtıyorum' Kursiyerlerden Arzu Çevik ise, bir insanın kendisi yada bir arkadaşı için emek vererek bir şeyler üretmesinin bambaşka bir duygu olduğunu kaydetti. Yaptığı takılara kendi ruh halini yansıttığını aktaran Çevik, "Sade olmayı sevdiğim için daha çok metal ile çalışıyorum ve sade ürünler çıkarmaya çalışıyorum" dedi. (ba-ak/st /pu)